Merhaba
Köye yerleşeli 1 yıl olmak üzere... gelelim 1 yıldır neler yaşadık, neler gördük ve neler geldi başımıza...
Ev tadilatını geçelim çünkü ilk uğraştığımız şey buydu ve o sürecimize zaten şahit oldunuz. Evimize yerleştikten sonra ilk yaptığımız şey bahçe ile ilgilenmek oldu ama tam nisan-mayıs ayları olduğu için deniz sezonuyla birlikte geldi, serde acemilikte var tabi, çabaladık durduk :)
Bahçe işleri derken hem ekim dikim işleri hem hayvanlar olarak ikiye ayıralım...
İlk yaptığımız şey bahçedeki dize kadar otları biçip, bir traktör ile bahçeyi sürdürmek oldu.
Hemen etrafını telle çevirip, domates, biber, salatalık, patlıcan falan ekmek için bir bölüm ayırdık, daha çapayla tanışma maceramız falan var :) o kısımı sonra anlatalım, şimdi diğer taraftan devam edelim....
Hemen etrafını telle çevirip, domates, biber, salatalık, patlıcan falan ekmek için bir bölüm ayırdık, daha çapayla tanışma maceramız falan var :) o kısımı sonra anlatalım, şimdi diğer taraftan devam edelim....
Acemiliğimizden bahçeye çim ekmeyi bile düşünememiştik o zamanlar :) sonra hemen bir köpek kulübesi yaptık, eski mobilyalarımızdan. Ama işin komik tarafı daha bir köpeğimiz bile yoktu, yaklaşık 6 ay boş kaldı zaten kulübe :) diyorum ya acemilik işte :) 6 ay önce içine can geldi. Bir "yörük çoban köpeği" Denizliden getirdik. Hediye ettiler bize. Geldiğinde daha 35 günlüktü, çok minik... biraz daha anne sütü alsın dedik ama 11 kardeşi olduğunu duyunca sahibine ve annesine jest(!) yapıp gittik aldık. O kadar küçüktü ki Bade'nin bebeklik kıyafetlerini giydirdik hep. Geldikten 15 gün kadar sonra kanlı ishal oldu, bilen bilir yavru köpekleri %95 öldüren, net bir tedavisi olmayan ölümcül bir virüs... çok zor günlerdi, çok uğraştık, su içse kusan bir damlacık yavru köpekle birlikte, o virüsle kıran kırana savaştık, gece yarılarına kadar serumlar, iğneler ilaçlar, yarım saatte bir şırıngayla 0,5 cc mama vermeler ile çok şükür atlattık! şimdi büyüdü. sağlıklı ve çok cadı bir kız oldu...ismi HERA ve ömrünün sonuna kadar artık bizimle :) Bir de komşumuzun köpeği var. Herayla aynı cins ve Hera'dan biraz büyük. İsmini kendisini görmeden önce koymuştuk ama çok yakıştı. İsmi ASLAN. Bildiğin "Aslan kadar Aslan" oldu. O da Hera'nın en yakın arkadaşı. Ve şimdi ikisi de çok mutlu :) Aslan sakin mizaçlı, sevecen ama biraz tembel, Hera ise cadı, asi ve hareketli böyle de bir zıtlık uyumu oldu aralarında, aman sağlıklı olsunlarda :)
Köpek kulübesiyle başlayınca köpekten başlamış gibi olduk ama aslında tavuklardan başlamıştık çoğalmaya. Önce hızlıca bir kümes yaptık, bahçenin köşesindeki dut ağacının altına, dökülen dutlarıda yesinler diye. Sonra 3 tane "altın kızlar" adını verdiğimiz hepsi birbirinin aynısı ataks marka tavuk aldık, buralardaki bir tavuk çiftliğinden. sonra bir tanesi 21 gün kuluçkaya yatarak 7 tane nurtopu gibi civciv verdi bize, sonra 2 tane civcivi Aslan gizlice bahçeye girip civcivlerle oynarken yanlışlıkla öldürdü, kaldı 5 civciv...şimdilerde yumurtlamaya bile başladılar. O dönemlerde komşum-arkadaşım Sevcan pilamit bir horoz hediye etti bize. Ama o da geldiğinde gözleri bir garipti, zamanla iltihaplandı, sabah akşam antibiyotik tedavisine başladık ama tedaviye cevap vermeyip kör oldu :( yaklaşık 2 ay boyunca her sabah her akşam ona avucumuzla yem yedirdik...kör olduğu için kümese ayrı bir bölme yapıp oraya ayırdık...dışarı çıkamıyor, suyu bulamıyor, sürekli tüy döküp kilo kaybediyordu...sonra bir akşamüstü o da aramızdan ayrıldı, gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurladık :( Sonra Sevcan bir horoz daha hediye etti :) sonra 4 tane daha lohman marka tavuk geldi, sonra "altın kızlar" dan 1 tanesi birden ortadan kayboldu derken şu an 12 tane tavuğumuz var...çok hızlı bir sirkülasyon oluyormuş hayvanlarda bu da tecrübelerden biri, zannediyorsun ki aldığın sayıda kalacaklar ama öyle değilmiş, biri doğuyor biri ölüyor, biri gidiyor yerine 3 geliyor falan, biri ölüyor ağlıyorsun ertesi gün başka bir hayvanın 4 yavru doğuruyor sevinçten çıldırıyorsun, doğanın döngüsü buymuş diyorsun sonra, doğa canlı ve sürekli hareket halinde.
Bugün sadece köpeklerimizden ve tavuklarımızdan bahsettik.Çok da kısa bir özet aslında, o kadar hareket halinde ki burası, anca günlük-haftalık yayın yaparsak kaçırmayız ayrıntıları.
Sadece hayvanlar değil çünkü hayatımız, sabah horoz sesiyle uyanıp akşam üstü -sivrisinek basma saati diyoruz biz onun adına- hava kararana kadar sürekli bir koşturmaca halindeyiz, üşenmek yok, tembellik yok çünkü doğada her şeyin bir zamanı var ve sen ona ayak uydurmak zorundasın. Zamanını kaçırırsan, diyelim ki hava karardıktan sonra tavuklarını yemlersen olmaz, hava karardığında tavuklar yemi göremez ve yiyemez, aç kalır, üşenemezsin "amaan bişey olmaz" diyemezsin. Can bu!
Sebze dikeceksen "gelecek ay hallederim yeeaa" diyemezsin, beklemez mevsim seni, "bugün sulamayım yarın sularım" de bi hele, hemen o yapraklar yerlere yatar, olmaz!
Karadut varken ağaçlarında kaynatıp pekmezini yapacaksın, incir varsa reçelini, zeytin toplama zamanı gelmişse dalında kurtlandırmadan hemen zeytinlerini toplayıp kurmak zorundasın. Bekletemezsin, sen ona yetişeceksin :)
İşin en güzel yanlarından biri de Doğa nankör değil!
"ne ekersen onu biçersin", "bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ" atasözleri buralarda daha güzel şekil alıyor. Daha iyi anlıyorsun ne demek istediğini, mecazını görmesende olur, doğa sana öğretiyor zaten.
Daha keçi maceramız var sırada, doğanlar, ölenler...acemilikle yaptığımız hatalar ve bunlarla öğrendiğimiz hiç bir kitapta yazmayanlar...
hepsini anlatırız.
Doğa bize sabretmeyi de öğretti çünkü, "bekle" diyor, "zamanı var".
Çiçek dikiyorsun, hemen açsın istiyorsun "bekle, zamanı gelince".
Koyunun hamile, hemen doğsun istiyorsun "bekle, zamanı var".
Yağmurlar bitsin, güneş açsın "bekle!!".
Bekle ama zamanını da kaçırma :)) hareket halinde bekle :)
Bir gün biri bana "Asla yapmam dediğin bişey var mı senin? "diye sorarsa,
"Asla yapmam dediğim tek şey, daha önce yaptığım ve sonucunun iyi olmadığını gözlerimle deneyimlediğim şeydir" derim...
Tecrübe bu kadar önemli. Birinin yapma demesi değil, yaşayarak öğrenmektir.
hoşça kalın !
Aşağıdaki sayfaları beğenerek güncel fotoğrafları rahatlıkla görebilirsiniz :)
https://www.facebook.com/terkisehir1/
https://www.instagram.com/terkisehir/?hl=tr